Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Emre Tekin
Danışman: Ayşem Sezer Şanlı
Özet:
Şiddet, siyaset bilimi literatüründe en çok araştırılan konulardan birisidir. Politik olay ve olguları açıklamak için başvurulan politik şiddet, siyaset ve şiddet arasında kurulan diyalektik ilişkinin yansımasıdır. Bu çalışmada politik şiddet teorileri çerçevesinde, Türkiye’nin 1970’li ve 1990’lı yıllarındaki şiddet olayları ele alınmaktadır. 70’li ve 90’lı yıllara bakıldığında, birçok farklı nitelikte şiddet olayı yaşandığı görülmektedir. Her iki dönemde meydana gelen şiddet olaylarının önemli bir kısmı politik sebeplerle meydana gelmiştir. Bu bağlamda çalışma, politik şiddet ve siyasal yaşam arasındaki ilişkiyi sorunsallaştırmaktadır.
Türkiye’nin 70’li ve 90’lı yılları, Cumhuriyet tarihinde siyasal hayatın şiddet olaylarıyla en fazla ön plana çıktığı tarihsel dönemlerdir. Bu yıllarda yaşanan şiddet olaylarının benzerlikleri ve farklılıkları bulunmaktadır. İlk benzerlik, her iki tarihsel dönemde de ülkenin koalisyon hükümetleriyle yönetilmesidir. Koalisyonların istikrarsız bir siyasi yapılanma göstermesi, toplumsal şiddet olaylarının etkisini arttırmasında önemli bir etki yaratmıştır. Bu iki dönem arasındaki bir diğer benzerlik, 70’li ve 90’lı yıllarda şiddetle mücadelede yasal dayanaklar yaratılması, önemli hukuksal değişikliklerin gerçekleştirilmesidir. Bu yıllarda toplumsal kutuplaşmaların yükseldiği de görülmektedir. Toplumsal gruplar arasındaki ötekileştirme şiddet olaylarının artmasına neden olmaktadır. 70’li yıllarda bireyler, ideolojik tercihleri nedeniyle ötekileştirilirken; 90’lı yıllarda ise dinsel, etnik ve kültürel kimlikler nedeniyle ötekileştirilmeler yaşanmıştır. 70’li ve 90’lı yıllarda yaşanan şiddet olayları arasındaki en büyük fark ise şiddetin biçimidir. Şiddet, 70’lerde “anarşi” şeklinde kavramsallaştırılırken 90’lı yıllarda “terör” kavramıyla ifade edilmektedir. İki tarihsel dönem arasındaki bir diğer fark ise, şiddetin kaynaklarıdır. Şiddet, 70’li yıllarda sağ ve sol ideolojiler arasındaki kamplaşmalar üzerinden şekillenirken, 90’larda farklı kültürel, etnik ve inanç kimliklerine yönelmektedir. Özetle, Türkiye’nin 70’li ve 90’lı yılları, tarihsel olarak özgünlükler barındırsa da, şiddet ve siyasetin diyalektik olarak ilişkilendiği dönemlerdir.
Çalışma bu çerçeveden yola çıkarak üç ana bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde, politik şiddet kavramı belirli kuramcılar çerçevesinde ele alınmıştır. Bu kuramcılar sırasıyla Carl Schmitt, Walter Benjamin, Hannah Arendt, Louis Althusser ve Giorgio Agamben’dir. Çalışmanın ikinci ve üçüncü bölümlerinde ise, Türkiye’nin 70’li ve 90’lı yılları şiddet olaylarının niteliklerine göre tasniflenerek ele alınmaktadır. Sonuç olarak çalışmada, Türkiye’nin 70’li ve 90’lı yıllarının siyasal olaylarını değerlendirebilmek için en açıklayıcı kavramın “politik şiddet” olduğu iddia edilmektedir.