Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Dr. Nihal POLAT
Danışman: Adalet Özçiçek
Özet:
Üst
gastrointestinal sistem (GİS) kanaması; özofagus proksimali ile duodenumdaki
Treitz ligamenti arasındaki herhangi bir lokalizasyondan GİS lümeni içine olan kanamadır.
Üst GİS kanaması morbidite ve mortalite oranı yüksek olan ve sık görülen acil
bir durumdur.
Çalışmamız
Ocak 2015 – Ekim 2020 tarihleri arasında Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları
Kliniğine üst GİS kanama tanısı ile yatırılan 18 yaş ve üzeri 143 hasta
üzerinde retrospektif olarak yapıldı. Çalışmamızda hastaların demografik
özellikleri, alışkanlıkları, başvuru şikayetleri, hemodinamik bulguları,
komorbid hastalıkları, ilaç kullanım öyküleri, bazı laboratuvar testleri, endoskopik
bulguları, uygulanan tedavi yöntemleri ile ilgili güncel veri elde etmek ve
hastaların prognozlarını etkileyen faktörleri araştırmak amaçlanmıştır.
Çalışmamızda yer alan hastaların 43
(%30.1)’ü kadın, 100 (%69.9)’ü erkek cinsiyetteydi ve erkek/kadın oranı 2.3
olarak hesaplandı. Hastaların yaş aralığı 19-99 olup yaş ortalaması 67.3±18.8
olarak tespit edildi. Kadınların yaş ortalaması 75.4±15.4 iken, erkeklerin yaş
ortalaması 63.8±19.2 olarak bulundu. Olguların %41.3’ü sigara, %2.8’i alkol ve %4.9’u
her ikisini de kullanmaktaydı. Hastaneye en sık başvuru şikayeti %74.8 ile melena
olarak saptandı. Hastaların %75.5’inin üst GİS kanamasına neden olabilecek ilaç
kullandığı tespit edildi. Nonsteroid antiinflamatuvar ilaç ve aspirin kullanım
oranı diğer ilaçlara (klopidogrel, düşük molekül ağırlıklı heparin, varfarin,
yeni kuşak antikoagülan, kortikosteroid) göre daha fazlaydı. Hastaların %80.4’ünde
bir ve daha fazla komorbid hastalık mevcuttu ve bunlar içinde en sık %45.5
oranı ile hipertansiyon bulundu. Hastaların %88.1’ine endoskopi yapılmış olup %23.8’inde
gastrik ülser, %15.4’ünde duodenal ülser, %55.9’unda pangastrit, %6.3’ünde
özofagus ülseri, %12.6’sında özofajit, %7’sinde özofageal varis, %11.2’sinde
malign kitle, %5,6’sında hiatal herni, %2.1’inde anastamoz ülseri, %2.1’inde Mallory-Weiss
yırtığı saptandı. Peptik ülserli hastaların %42.8’inde Helikobakter pylori
tespit edildi. Olguların %97,9’una medikal tedavi, %19.6’sına endoskopik tedavi
uygulandığı tespit edildi. Hastaların ortalama yatış süresi 5.9±3.6 gündü.
Mortalite oranı %2.8 olarak saptandı.
Çalışmamız
sonucunda üst GİS kanamalarının halen hayatı tehdit eden önemli bir morbidite
ve mortalite nedeni olduğunu, ileri yaş,
sigara kullanımı, ilaç kullanma öyküsü, komorbid hastalıklar ve H.pylori
varlığının üst GİS kanaması için risk faktörü olduğunu tespit ettik. Üst GİS
kanamalarında tekrar kanama ve ölüm riski,
ayaktan veya hastaneye yatırılarak tedavi kararı ve prognoz açısından ön
gördürücü olan risk skorlama sistemleri ile hesaplanan puanların yanı sıra, yüksek
riskli hastaların saptanmasında bu skorlama sistemlerinde yer alan yaş, serum
albümin düzeyi, serum üre ve kreatinin düzeyi, CRP gibi parametrelerin tek
başına da anlamlı prognoz belirleyicileri olabileceğini saptadık. Üst
GİS kanamalarında skorlama sistemleri kullanılarak hastalarda risk
değerlendirmesi yapılmasının; takip, tedavi planlaması ve prognoz açısından
oldukça faydalı olacağı ve skorlama sistemlerinin daha yaygın kullanılması ile
üst GİS kanamalarının morbidite ve mortalitesinin azalacağı sonucuna vardık.