Türkiye Barolar Birliği Dergisi, sa.159. Sayı, ss.439-474, 2022 (Hakemli Dergi)
TTK md. 645 gereğince kıymetli evrakın içerdiği hak ile senet arasında sıkı bir ilişki vardır. Bundan dolayı da esas olarak hak, senetten ayrı ileri sürülememektedir. Zaten TTK md. 646 hük- mü uyarınca kıymetli evrak borçlusu, senedin kendisine ibraz edil- mesiyle ödeme yapmak ile yükümlüdür. Fakat senedin zayi olması durumunda senette hak sahibi olarak gözüken kişinin, hakkını talep edememe riski ortaya çıkabilmektedir. Bir kıymetli evrak çalınma, yır-tılma, kaybolma, yanma veya vasıfları okunmayacak hale gelme gibi nedenler ile zayi olabilir. Bu tür nedenler ile senedin fiziki varlığının yok olmasının, alacak hakkının da yitirilmesi olarak yorumlanması hakkaniyet kuralları ile bağdaşmayacaktır. Senette hak sahibi olarak kabul edilen kişi aleyhine gözüken bu adaletsiz yaklaşımın önüne geçmek için, menfaatler dengesi çerçevesinde kıymetli evrakın mah- keme vasıtasıyla iptali öngörülmüştür. TTK md. 651 hükmü uyarınca mahkeme yoluyla alınacak iptal kararının en temel amacı, belirli pro- sedürler neticesinde iptal kararıyla hakkın senetsiz bir şekilde talep edilmesine veya yeniden senedin düzenlenmesine imkân vermektir. İptal kararının en temel hukuki sonuçlarından bir tanesi, senedin teş- his fonksiyonunu ortadan kaldırmaktır. Burada sorulması gereken soru, iptal kararının kambiyo senedi ile ilgisi olan taraflar bakımın- dan ne tür etkisi/etkileri olacağıdır. İptal kararının senetteki taraflara olan etkileri üç temel perspektifte analiz edilebilir; iptal kararı aldıran hamil ve senet borçlusu arasındaki ilişkiye etkisi; senet borçlusu ve senedi elinde bulunduran üçüncü kişi arasındaki ilişkiye etkisi ve iptal kararı aldıran hamil ve müracaat borçlularına olan etkisi. Bu minval- de bu çalışmanın temel amacı, kambiyo senedi elindeyken zayi olan hak sahibinin aldıracağı iptal kararının etkisini, senet üzerindeki ilgili taraflar bakımından incelemektir.
Pursuant to Article 645 of the Turkish Commercial Code (TCC), there is a strong relation between the right contained in the valuable paper and the note itself. Hence, the right cannot be asserted separately from the note. In accordance with the provision of Article 646 of the TCC, the obligator of the valuable paper is alre- ady obliged to make a payment upon the presentation of the note. However, in case of the loss of the note, the risk of not being able to claim the right by the person, who appears as the rightful owner of the note, may arise. A valuable paper may be lost due to some of the reasons, such as destroyed or stolen instrument or it can be bur- ned or its texts may become illegible. For such reasons, interpreting the loss of the physical existence of the note as the loss of the right to claim will not be compatible with the rules of equity. In order to prevent such an unfair approach against the person, who is accep- ted as the rightful owner of the note, cancelation of the valuable papers through the court decision has been regulated under Article 651 of the TCC within the framework of the balance of interest. Pur- suant to the provision of Article 651 of the TCC, the main aim of the annulment decision is to allow claiming the right without the note or to issue the note again. One of the most fundamental legal con- sequences of the annulment decision is to abolish the identification function of the note. The question that needs to be asked in here is that what kind of effect/effects the annulment decision will have for the interested parties involved in the note. The effects of the annul- ment decision on the interested parties in the note can be examined in three basic perspectives; its effect on the relationship between the holder of the annulment decision and the obligator of the note; its effect on the relationship between the obligator of the note and the third person holding the note; and its effect on the relationship between the holder of the annulment decision and other debtors on the liability chain in the note. In this respect, the main purpose of this study is to examine the impact of the annulment decision taken by the right holder, who lost while the negotiable instrument is in her/his possession, on the interested parties in the note.