Sosyal Bilimler Dergisi (Sobider) / The Journal of Social Sciences, sa.54, ss.246-265, 2021 (Hakemli Dergi)
Peyote
Meksika ve Güney Amerika’ya özgü (Lophophora williamsii) dikensiz bir
kaktüs türüdür. Bu kaktüs halüsinojenik bitkilerin kullanımına ilişkin Orta ve
Güney Amerika’nın çoğuna yayılmış olan eski ve geniş yerel geleneğin bir
parçasıdır. Yerli halk arasında büyük bir cazibeye sahip olması öncelikle
bitkinin manasını çarpıcı bir şekilde
gösteren halüsinojenik özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu özelliği ile
psikoaktif/psikedelik bir bitki olan Peyote, Kızılderililer tarafından yüz
yıllardır dini ve tıbbi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Onlar için Peyote
bilinç üzerindeki güçlü etkileri sayesinde ruhlarla -başta Yüce Ruhla- iletişim
kurdurabilen bir "elçi" olarak işlev görmektedir.
Meksika
topraklarındaki İspanyol sömürgesi sırasında ilk defa Peyote ile tanışan
Avrupalılar, başta meskalin olmak üzere içerdiği çeşitli alkaloidler nedeniyle halüsinatif
özellikteki bitkiyi şeytani bir kök olarak nitelendirmiştir. Ardından 1620’de Peyote
kullanımını yasaklayan bir kanun çıkarılarak bitkiyi ritüelistik veya tıbbi
amaçlı kullananlar engizisyon mahkemelerinde yargılanıp çeşitli cezalara çarptırılmıştır.
Sonraki süreçte sömürgeci güçler ve yerli halk arasında uzun müddet devam eden çatışmalar
Peyote’nin kullanımını ortadan kaldırmamıştır. Aksine kültürel soykırımla karşı
karşıya kalan yerli kabileler arasında toplumun yeniden inşasına yardımcı bir sembol
olarak hızla yayılmıştır. 1850’lerden sonra ise kaktüsün kullanımı ile ilgili
uygulamalara misyonerlerin etkisiyle Hıristiyanlığa ait unsurlar dâhil edilerek
senkretik bir yapıya bürünmüştür. 19. yüzyılın sonlarına doğru Nebraska’da
yaşayan Winnebago kabilesi arasında Peyote’nin ritüelistik tüketimi etrafında
şekillenen bu senkretik yeni ritüel biçimini ifade etmek üzere “Peyotizm/Peyote
İnancı” kavramları kullanılmaya başlanmıştır. Peyote inancına sahip kabilelerin
bir araya gelerek 1918’de Amerikan Kızılderili Kilisesi’ni kurmasıyla bu inanç kurumsallaşmıştır.
Hükümet ve eyalet yönetimlerinin Peyote’nin ritüelistik kullanımını yasadışı kabul
etme yönündeki yoğun faaliyetlerine rağmen Kilise uzun müddet sergilediği mücadeleler
neticesinde 1978 yılında “Amerikan Kızılderilileri Dini Özgürlük Yasası” ile Peyote’nin
ritüelistik kullanımını koruma altına almıştır. Günümüzde 300.000 kadar mensubu
olduğu belirtilen Kızılderili Kilisesi bir başka deyişle Peyotizm, Kuzey
Amerika Kızılderilileri arasında yerli haklarını savunan en başarılı hareket
olma özelliğini taşımaktadır.
Bu çalışma ile yerlilerce kutsal kabul edilen Peyote kaktüsünün özellikleri ve insan üzerindeki etkileri, meskalin üreten halüsinojenik bir bitki olması nedeniyle narkotik kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ile ilgili tartışmalar, Peyote kaktüsünün ritüelistik kullanımı çevresinde şekillenen Peyotizmin resmî bir hüviyete kavuşma süreci ve Kızılderili Kilisesi taraftarlarınca icra edilen Peyote ayininin içeriğinin incelenmesi amaçlanmaktadır.