ERZİNCAN MEVLEVİHANESİ’NİN SON POSTNİŞİNİ KEMAHLI İBRAHİM HAKKI’NIN FARSÇA ŞİİRLERİ


Creative Commons License

Babür Y.

EBYU Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, cilt.12, sa.2, ss.368-392, 2019 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 12 Sayı: 2
  • Basım Tarihi: 2019
  • Dergi Adı: EBYU Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
  • Sayfa Sayıları: ss.368-392
  • Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İbrahim Hakkı Efendi, Bağdat’tan Anadolu’ya gelip Erzincan ilinin Kemah ilçesine yerleşen bir ailenin çocuğu olarak 1859 yılında dünyaya gelmiştir. İyi bir eğitim alan ve son dönem Osmanlı âlimlerinden olan bu zat, Konya’da tamamladığı çilenin ve aldığı eğitimlerin neticesinde Erzincan Mevlevihanesi postnişinliğine nasbolunmuştur. Hacda iken bilgisiyle Arap âlimleri bile etkileyen İbrahim Hakkı Efendi, padişahın davetiyle İstanbul’da saray vaizliğine kadar yükselmiştir. Ancak, doğru bildiğini her daim yüksek sesle haykırması ve sert mizacı yüzünden ömrünün büyük bölümü sürgünlerde geçmiştir. Büyük çileler çeken ve İstiklal Mahkemeleri’nde yargılanan İbrahim Hakkı Efendi, ilmî çalışmalardan da geri durmamıştır. Türkçe, Arapça ve Farsçaya o dillerde eser verecek kadar hâkimdir. Yazdığı Türkçe eserlerde Arapça ve Farsça iktibaslara yer veren İbrahim Hakkı, ilmî eserlerin yanında bir de divan kaleme almıştır. Divanında Türkçe şiirlerin yanında yedi Arapça ve on bir Farsça telif şiiri vardır. Ayrıca Necatü’l-İslam adlı eserinde de Farsça telif bir şiiri mevcuttur. Hangi dilde yazmış olursa olsun İbrahim Hakkı’nın şiirlerinde derin bir tasavvuf, ayet ve hadis bilgisi dikkat çekmektedir. Bunlarla beraber, Hakkı’nın divan şiiri geleneğine hâkimiyeti de açıkça görülmektedir. Bu çalışmada ilk olarak; ilmî ve edebî yönü hakkındaki söylentilerin gölgesinde kalmış olan Kemahlı İbrahim Hakkı’nın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ardından da ona ait olan toplam on iki Farsça şiir, okunuşları ve Türkçe anlamlarıyla birlikte dikkatlere sunulmuştur.

Ibrahim Hakki Efendi was born in 1859 as the son of a family who came from Baghdad to Anatolia and settled in Kemah District of Erzincan province. Hakki received good education and was one of the Ottoman scholars of the last period, was appointed to the sheikh of Erzincan Mevlevihanesi as a result of the education he completed in Konya. Ibrahim Hakki Efendi, who influenced even the Arab scholars with his knowledge while he was at the pilgrimage, increased to the palace preachment in Istanbul by the invitation of the Sultan. However, most of his life has been in exile since he always said out loud and had a hard character. Ibrahim Hakki Efendi, who suffered great pains and was tried in the courts of independence, did not leave any scientific studies. He knows Turkish, Arabic and Persian well enough to work in those languages. Ibrahim Hakki, who included Arabic and Persian quotations in the works he wrote in Turkish, wrote a divan in addition to the works of science. There are seven Arabic and Eleven Persian copyrighted poems next to Turkish poems in the Divan. In addition, his work Necatü’l-Islam, contains a Persian poem. No matter what language it is written in, the poems of Ibrahim Hakki draw attention to a deep knowledge of mysticism, verses and Hadith. However, it is obvious that Hakki’s dominance in the tradition of Divan poetry is also evident. In this study, firstly, information about the life and works of Ibrahim Hakki Kemahlı, who has been under the shadow of rumours about his intellectual and literary aspect was given. Then, twelve Persian poems belonging to him, along with their reading and Turkish meanings were presented to the attention.