4. INTERNATIONAL NEW YORK ACADEMIC RESEARCH CONGRESS JANUARY 15-16, 2022, New York, Amerika Birleşik Devletleri, 15 Ocak 2022, ss.25-26
ÖZET
Osmanlı İmparatorluğu ve Çarlık Rusya zamanında olgunlaşan Türk-Rus ilişkileri doğal yayılma
alanlarının aynı coğrafya üzerine olması dolayısıyla ilişkileri her dönem yüksek gerilimli olmuştur. I.
Dünya Savaşı sürecinde bu devletler yılların getirdiği çıkar çatışmasının da bir sonucu olarak ayrı
saflarda yer almışlardır. Savaşın başlaması ve uzun süre sonra Çarlık Rusya’sında çıkan 1917 İhtilalı
sonrası iktidara gelen Bolşevikler kendi düzenlerini kurana kadar Rusya’nın savaştığı tüm güçler ile
ilişkilerini barışçıl yollarla düzenlemeye gitmişlerdir. İzlenilen bu politika gereği Bolşevikler, İttifak
Devletleri ile Brest-Litovsk Barış Antlaşmasını imzalayarak savaştan çekilmek durumunda kalmıştır.
Osmanlı Devleti’nin de Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalaması ve Antlaşmaya göre İtilaf
Devletleri’nin Anadolu topraklarını işgal etmesi ile yeni bir dönem başlamıştır. Bu işgallere karşı
Anadolu’da başlayan direniş hareketlerine Mustafa Kemal’in lider olmasından sonra bu ilişkiler
karşılıklı çıkarlar doğrultusunda iş birliğine dönüşmüştür. İncelediğimiz dönem içerisinde her iki
devletinde geçmişten gelen husumetleri ve çıkarlarının çatışması münasebetiyle tam bir güvenli ilişki
sağlanamamış ise de ortak çıkarları bu iki devleti zaman zaman işbirliğine sevk etmiştir. Türk Hükümeti
bu dönem için Sovyet Rusya’sından silah ve para yardımı almıştır. Sovyetlerin bu dönem için ebedi
düşmanına yardım etmesinin en önemli nedeni ise Emperyalist Devletlerin Anadolu’ya yerleşmesini
engellemek ve kendi siyasetine uygun bir rejimi bu topraklara yerleştirmektir. Böylelikle Anadolu
direnişi döneminde başlayan ilişkiler 1938’ e kadar inişli çıkışlı bir şekilde devam etmiştir.
Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele, Sovyetler, Atatürk, Türk-Rus İlişkileri.
ABSTRACT
Turkish-Russian relations, which matured during the Ottoman Empire and Tsarist Russia, have always
been of high tension since their natural expansion areas are on the same geography. During the First
World War, these states took place in separate ranks as a result of years of conflict of interest. The
Bolsheviks, who came to power after the start of the war and after the 1917 Revolution in Tsarist Russia,
went to peacefully arrange their relations with all the powers that Russia was fighting until they
established their own order. Due to this policy, the Bolsheviks had to withdraw from the war by signing
the Brest-Litovsk Peace Treaty with the Central Powers. A new era started with the signing of the
Armistice of Mudros by the Ottoman Empire and the occupation of the Anatolian lands by the Entente
Powers according to the Treaty. After Mustafa Kemal became the leader of the resistance movements
that started in Anatolia against these occupations, these relations turned into cooperation in line with
mutual interests. In the period we examined, although a completely secure relationship could not be
established due to the hostilities from the past and the conflict of interests in both states, their common
interests prompted these two states to cooperate from time to time. The Turkish Government received
weapons and financial aid from Soviet Russia for this period. The most important reason why the Soviets
helped their eternal enemy for this period was to prevent the imperialist states from settling in Anatolia
and to place a regime in line with their own policy in these lands. Thus, the relations that started during
the Anatolian resistance period continued until 1938 with ups and downs.
Keywords: National Struggle, Soviets, Atatürk, Turkish-Russian Relations.