Journal of Literature Pharmacy Sciences, vol.1, no.1, pp.1-11, 2021 (Peer-Reviewed Journal)
Kas dokusu ve miyokardda yüksek konsantrasyonda bulunan
karnitin (trimetilamino-β-hidroksibutirat), vücudumuzun doğal bir bileşiği olup uzun zincirli yağ asitlerinin iç mitokondriyal membrandan
geçişini sağlamada etkili olmaktadır. Elzem bir besin bileşeni olan karnitin, hücre ve dokularda, açil-L-karnitinin hem serbest karnitin hem
de açilkarnitin formu olarak bulunur. Karnitinin uzun zincirli yağ asitleri üzerindeki etkisiyle vücutta fazla miktarda bulunan yağ kütlesinden
enerji karşılanarak, yağ dokusundan kilo kaybı sağlanmış olur. Aynı zamanda karnitin, sinir sisteminde de antioksidan ve nörotrofik etki göstermektedir. İlaç olarak kullanıldığında, aşırı dozlarda risk düzeyi
yüksek olup istenmeyen etkilere neden olabilmektedir. Aslında insan
vücudu ihtiyacı olan miktarda karnitini sentezleyebilme özelliğine sahiptir. Fakat bazı organizmalarda sentez miktarı ya da kullanılabilecek
oranda karnitinin dokulara transferi yeterli olamayabilir. Karnitinin
%75’i ekzojen olarak besinlerden sağlanırken, %25’i endojen olarak
böbrek, karaciğer ve beyinde sentezlenmektedir. L-karnitin içeriği, çeşitli gıda ürünleri arasında farklılık göstermektedir ve bitkisel ürünlerden daha çok hayvansal ürünler L-karnitin içeriğine sahiptir. Özellikle
kırmızı et ve süt ürünleri, L-karnitin açısından en zengin gıda kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu derlemede L-karnitin metabolizması, biyoaktif özellikleri, gıda işleme yöntemlerinin L-karnitin üzerine etkileri ile
L-karnitinin beslenme ve sağlık üzerine etkileri vurgulanmıştır.