Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/602 E., 2013/7821 K. Sayılı Kararı Çerçevesinde Yalan Yere Yemin Suçunun Manevi Unsuru Üzerine Bir İnceleme


Kılıç K.

Terazi Hukuk Dergisi, sa.218, ss.65-78, 2024 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2024
  • Dergi Adı: Terazi Hukuk Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.65-78
  • Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK)[1] “Adliyeye Karşı Suçlar” bölümü altında düzenlenmiş olan yalan yere yemin suçu, 275’inci maddede kasten işlenebilen bir suç olarak düzenlenmiştir. Netice unsuru itibari ile sırf hareket suçu olan bu suçun, olası kast ile işlenebilip işlenemeyeceği; olası kast ile işlenebilecek ise özellikle Yargıtay 9. CD. 2013/602 E. 2013/7821 K. sayılı kararına konu olaydan hareketle, failin kastının kapsamının belirlenmesi çalışmamız bakımından önem arz eden bir konudur. Bu bağlamda çalışmamızda suçun manevi unsuru kapsamında kastın unsurları olan bilme ve istemenin kastın bir türü olan olası kast çerçevesinde değerlendirmesi yapılmıştır. Yalan yere yemin suçunun taksirli haline TCK’da yer verilmemiştir. Oysa Alman Ceza Kanunu (Strafgesetzbuch, StGB) m. 161’de, yalan yere yemin suçu (Meineid) taksirle de işlenebilen bir suç (Fahrlässiger Falscheid) olarak düzenlenmiştir. Bu çerçevede çalışmamızda ayrıca olması gereken hukuk (de lege feranda) bakımından, yalan yere yemin suçunun taksirle işlenebilip işlenemeyeceği meselesi üzerinde de durulmuş; özellikle yalan yere yemin suçunun taksirli halinin tipik haksızlık bir diğer ifadeyle suç olarak düzenlenmesinin gerekip gerekmediği meselesi de ele alınmıştır.


[1]     RG. 12.10.2004/25611.