İdare Hukuku ve İdari Yargılama Uluslararası Sempozyumu, Balıkesir, Turkey, 20 - 22 July 2023, pp.165-168
STRIKING A FAIR BALANCE: ASSESSING COMPENSATION PRINCIPLES IN EXPROPRIATION OF CULTURAL AND NATURAL ASSETS THROUGH THE LENS OF THE KOZACIOĞLU V. TURKEY CASE
This paper examines the principles of compensation in the expropriation process of cultural and natural assets under Turkish law, with a specific focus on the concept of fair balance. The study explores the obligations of the state in preserving these assets and the establishment of a fair balance in determining compensation, particularly in light of the Kozacıoğlu v. Turkey case.
Beginning with an overview of the relevant legislation, this research analyzes the topic through the lens of European Court of Human Rights (ECtHR) case law related to the expropriation of cultural and natural assets. The main issue under scrutiny is the compatibility of compensation determination principles prescribed by Turkish legislation with the principle of fair balance as identified by the ECtHR in the Kozacıoğlu v. Turkey case.
The Court's assessment in the case reveals a critical flaw in the current valuation system under Turkish law. Specifically, when calculating expropriation compensation for listed properties, Turkish law does not allow consideration of the value resulting from rarity, architectural significance, or historical features. This limitation creates an unfair advantage for the state, as it permits depreciation to be factored into compensation while disregarding any potential appreciation. Consequently, property owners of listed buildings not only face burdensome maintenance costs but also lose out on the value derived from their property's unique characteristics.
In contrast to Turkish constitutional principles, the ECtHR acknowledges that establishing a fair balance does not necessarily require full compensation. In certain circumstances, compensation may be determined below the real value for reasons such as preserving cultural and historical heritage. However, the current compensation determination method employed in Turkey undermines this fair balance, particularly in the specific circumstances of the Kozacıoğlu case.
Considering the regulations surrounding the "sanction-like expropriation" of cultural and natural assets, it is both feasible and legitimate to introduce legal changes that address the financial challenges faced by the state. However, to maintain a fair balance, it is crucial to provide adequate support to property owners who bear significant maintenance expenses. This paper examines whether the existing legislation has undergone a comprehensive evaluation concerning the establishment of a fair balance and discusses the potential impediments posed by an ideal compensation determination system outlined by the ECtHR to the preservation of these valuable assets.
Kozacıoğlu v. Türkiye Kararı Işığında Kültür ve Tabiat Varlıklarının Kamulaştırılmasında Bedel Tespiti Esaslarının Adil Denge İlkesi Çerçevesinde Değerlendirilmesi
Fethiye Nur BAŞTÜRK AKKAYA*
ÖZET
Bu bildiri, Türk Hukukunda kültür ve tabiat varlıklarının kamulaştırılması sürecinde bedel tespiti esaslarının adil denge ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesini ele almaktadır. Araştırma, özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen Kozacıoğlu v. Türkiye kararı ışığında, kültür ve tabiat varlıklarının korunması konusunda devletin yükümlülükleri ile bedel tespiti esasları arasında kurulması gereken adil denge prensibine odaklanmaktadır.
Çalışmada öncelikle kültür ve tabiat varlıklarının kamulaştırılması konusunda meri mevzuatın benimsemiş olduğu yaklaşım hakkında genel bir değerlendirme yapılmış ve ardından kültür ve tabiat varlıklarının kamulaştırılması konusuna AİHM yaklaşımı içtihadından örneklerle incelenmiştir. Çalışmanın ana problemi ise ise AİHM’in Kozacıoğlu v. Türkiye kararında ulaşmış olduğu, Türk mevzuatında kabul edilen bedel tespiti esaslarının adil denge prensibine uygun olmadığı tespitinin isabeti meselesidir.
AİHM, Türk mevzuatının kültür ve tabiat varlığı olarak tespit ve tescil edilen taşınmazların bedel hesaplamasında kısmi enderliği, mimari ve tarihi özelliklerinin dikkate alınmasını imkânsızlaştırdığını, bu bedel tespit sisteminin devlete bariz bir avantaj sağlaması dolayısıyla adil olmadığını, ağır bakım masraflarına katlanmak zorunda kalan tescilli taşınmaz sahiplerinin cezalandırılmasına ve buna karşılık binalarının özelliklerinden kaynaklanabilecek değer artışlarından da mahrum bırakılmasına yol açtığını belirtmektedir.
Esasında AİHM kurulacak adil dengenin -Anayasamızda benimsenen prensibin aksine- mutlaka gerçek karşılıkla ilgili olmadığını ve bazı sebeplerle bedelin gerçek karşılığın altında belirlenmesinin mümkün ve gerekli olabileceğini kabul etmektedir. Mahkeme, kültürel ve tarihi mirasın korunmasını da bu sebepler arasında saymış olsa da somut olayın özellikleri bakımından bedel tespit yönteminin adil dengeye zarar verdiğine işaret etmiştir.
Kültür ve tabiat varlıklarının korunması bakımından özellikle “yaptırım niteliğindeki kamulaştırma” düzenlemeleri de dikkate alındığında devletin üzerine düşen görevi yerine getirmede karşılaştığı maddi zorlukların bertarafı amacına matuf kanuni düzenlemeler yapılması mümkün ve meşrudur. Ancak bu kanuni düzenlemelerin adil denge prensibine zarar vermemesi için, ağır bakım masraflarına katlanmak zorunda kalan tescilli taşınmaz sahiplerinin yeterli düzeyde desteklenmesi elzemdir. Bildiride Kozacıoğlu v. Türkiye davasında adil dengenin sağlanması hususu irdelenirken mevzuatın bu yönüyle titiz bir incelemeye tabi tutulup tutulmadığı ve AİHM’in işaret ettiği ideal bedel tespit sisteminin bu varlıkların korunmasını zorlaştırma ihtimali tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Kültür ve tabiat varlıkları, kamulaştırma, adil denge, bedel tespiti, AİHM, Kozacıoğlu v. Türkiye.