Jass Studies-The Journal of Academic Social Science Studies, sa.80, ss.447-468, 2020 (Hakemli Dergi)
İnsanlık tarihi kadar eski olan suç, nedenleri ve sonuçlarıyla
toplumları etkileyen bir olgudur. Suçu ortaya çıkaran ve birbiriyle
etkileşim halinde olan birçok faktör bulunmaktadır. Bu faktörler
değişik bilim dalları tarafından ele alınmakta ve suçu önlemeye
yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu bilim dallarından biri de coğrafya
olup, mekânın suç oluşumundaki rolünü açıklamaya çalışmaktadır.
Kuşkusuz suç bir mekân parçası üzerinde gerçekleşmektedir. Suçun
mekândaki dağılışı, diğer olaylarla bağlantıları ve sebep‐sonuç ilişkisi
ve dağılışı açısından coğrafyanın inceleme alanı içerisindedir.
Yerleşim merkezlerinde işlenen suçların sayısı doğrudan nüfus miktarı
ile ilgilidir. Bir yerleşim biriminde nüfus ne kadar fazla ise suç işlenme
olasılığı da o kadar yüksektir. Bu bakımdan barındırdığı nüfus miktarı
ve kozmopolit yapısıyla kentler kır yerleşmelerine göre suç üretme
kapasiteleri daha yüksek olan yerleşmelerdir. Sahip olduğu zenginlik,
yabancılaşma ve zayıflayan sosyal denetim mekanizmaları kentlerde
suçun işlenmesi için ideal bir ortam oluşturmaktadır. Bu
yerleşmelerden biri de Erzincan kentidir.
Bu çalışmada Erzincan kentinde meydana gelen suç türleri ve bu
suçlar arasında en fazla görülen kişiye karşı işlenen suçlar
incelenmiştir. Kişiye karşı işlenen suçların dağılımı ve bu dağılıma etki
eden sosyo-mekânsal farklılıklar irdelenmiştir. Bu amaç
doğrultusunda Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü 2017 yılına ait suç
istatistiklerinden yararlanılmıştır. Elde edilen veriler doğrultusunda
kişiye karşı işlenen suç türleri ile kent içi arazi kullanımı ve
sosyoekonomik özellikler arasındaki bağlantılar ele alınmıştır. Suç
olayları zaman mekân boyutuyla incelenerek coğrafi bakış açısıyla
yorumlanmaya çalışılmıştır.