Süt, birçok gıdaya göre yaşamsal besin öğelerinin tamamını içerdiğinden vazgeçilmez gıda maddesi olarak kabul edilir. Beslenme fizyolojisi açısından sütün önemli olmasının bir başka nedeni de bileşiminde kolaylıkla sindirilebilen ve esansiyel aminoasitlerin tamamını yapısında bulunduran, biyolojik değeri yüksek proteinleri içermesidir.Yüksek kalite protein içeren inek sütünün ortalama % 3–3.5’i proteindir. İnek sütü proteini; kazein, whey proteinleri temel olmak üzere, enzimler ve az miktarda nitrojen içeren protein olmayan bileşiklerden oluşan heterojen bir karışımdır. Total proteinin yaklaşık % 80’i kazein (% 8’i inorganik maddeler, % 92’si proteindir), % 20’si ise whey proteininden oluşmaktadır. Kesilmiş sütün sıvı kısmı, süt serumu ya da peynir altı suyu (whey) olarak bilinir. Peynir altı suyunda çözünür halde bulunan proteinler de süt serumu proteinleri olarak adlandırılır. Whey Protein sekiz esansiyel amino asit içeren tam bir proteindir. Whey Protein diğer yapısal proteinlerle kıyaslandığında dallı zincirli aminoasitleri daha fazla miktarda içermektedir. Whey Proteindeki bu aminoasitlerin hidrolizasyonu daha kolaydır ve protein alımından sonra dakikalar içerisinde plazma amino asit seviyeleri yükselir. Whey protein hızlı olarak sindirilir ve plazma amino asit konsantrasyonunu artırırlar. Mide tarafından hızla boşaltılmasından dolayı hızlı protein olarak da bilinen Whey Protein, ince bağırsaklarda yüksek derecede sindirilebilirliğe ve hızlı emilime sahiptir. Whey Protein bu özellikleri sebebiyle sporcular tarafından gıda takviyesi olarak sıkça kullanılmaktadır. Çalışmamızın amacı Whey Proteinin yan etkilerini incelemektedir. Bu amaçla Google Scholar ve PUBMED veri tabanlarından, Türkçe ve İngilizce ilgili kelimeler ile arama yapılmıştır. Literatür taraması sonucunda elde edilen makaleler ışığında bu konu çok yönlü olarak incelenmiştir. Literatüre göre whey proteinin; böbrek, karaciğer, tiroid, bağırsak mikrobiyatası üzerinde olumsuz etkileri olabileceği vurgulanmıştır.