5. Uluslararası Hacı Bayram-ı Veli Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 12 Mart 2020, ss.105-124
“Tarîkat-ı ‘aliyye-i Bayrâmiyye”, Anadolu tasavvuf tarihinin önemli halkalarından birisi olarak kabul edilmektedir. Tasavvuf anlayışlarındaki farklılığa binaen, zamanla bu tarîkatın içinden iki önemli kol teşekkül etmiş, Bayrâmiyye-i Melâmiyye bazen bir tarîkat görünümünde bazen de bir meşreb hüviyetinde, kendine has âdâb ve erkânıyla devamını uzun zaman sürdürmeyi başarmıştır. Tasavvufî temelini, Horasan tasavvuf mektebinin başta melâmet, cezbe, aşk ve vecd ile İbnü’l-Arabî’nin şahsında sistemli hâle gelen Vahdet-i Vücûd mektebine ait fikriyâtın oluşturduğu bu meczî tarîkatın dikkat çektiği önemli konulardan birisi de hakîkat-ı Muhammediyye’dir.
Bayrâmî-Melâmî geleneğin mühim isimlerinden birisi olan İdris-i Muhtefî’nin dervişlerinden Şeyh Hakîkî’nin kaleme aldığı “İrşâdnâme” adlı risâle, hem tarîkatın genel fikriyâtını hem de Melâmîlerin hakîkat-i Muhammediyye anlayışını ortaya koyması bakımından önemlidir. Biz bu çalışmada, öncelikle Şeyh Hakîkî hakkında kısaca bilgi verip gerçekte kim olduğuna dair yapılan bazı tartışmalara atıfta bulunduk. İrşâdnâme’ye dair kısa birkaç hatırlatmadan sonra eserin asıl konusu olan “hakîkat-ı Muhammediyye” ve buna bağlı olarak nûr-i Muhammedî, Hz. Peygamber’in bi’l-asâle vârisi kabul edilen insân-ı kâmil, mürşid-i ekmel ve kutup anlayışı üzerinde durduk. Bu çalışmanın hedefi, başta Şeyh Hakîkî olmak üzere diğer Melâmî müelliflerin görüşleri çerçevesinde, Bayrâmî-Melâmî anlayışın önemli rükünlerden olan Melâmî kutupları/mürşidlerinin hakîkat-i Muhammediyye ile irtibatına dikkat çekmektir.