Muhammed Bahauddin Erzincânî


Creative Commons License

Karaağaç O.

ULUSLARARASI ERZİNCAN TARİHİ SEMPOZYUMU, Erzincan, Türkiye, 26 - 28 Eylül 2019, cilt.6, ss.112-116

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 6
  • Basıldığı Şehir: Erzincan
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.112-116
  • Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İslam inancı iki temel esas üzerine bina edilmiştir. Bu iki esas Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in(s.a.v) sünnetidir. Hz. Muhammed (s.a.v) veda haccında bu konuya dikkat çekmiş ve iki kaynağa sıkı sıkıya sarıldığında ümmetinin yanlış yollara sapmayacağını ifade etmiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) yaşadığı dönemde İslam toplumun tek ve tartışmasız lideridir.

Arkadaşları anlamadıkları konuları ve üstesinden gelemedikleri sorunları gelip O’na soruyorlar ve cevaplarını alıyorlardı. Hz. Muhammed’in (s.a.v) 632 yılında vefatıyla birlikte yaklaşık 30 yıl süren olan

halifeler dönemi başlamıştır. Bu dönem yeni kurulan İslam toplumu ve devleti açısından oldukça önemlidir. Bu dönem siyasi fetihler açısından çok parlak bir dönem olmakla birlikte yaşanan iç siyasi olaylardan dolayı İslam toplumunun derinden yaralandığı ve etkilendiği bir dönemdir. Yine bu dönem İslam devletinin geniş alanlara yayıldığı bir dönemdir. Bu dönem birçok sıkıntıyı beraberinde getirmiştir. Bir taraftan dini anlamada ve yorumlamada bir otorite boşluğu ortaya çıkmış diğer taraftan çok farklı milletler ve kültürler İslam toplumunda boy göstermeye başlamıştır.

Özellikle hicri II. yy’dan itibaren fethedilen topraklardan elde edilen ganimetler ve yeni oluşturulan ticari bağlantılar İslam toplumunda refah seviyesinin yükselmesine sebebiyet vermiştir. İnsanlar Allah’ın dinini yaşama ve onu ulaşılmadık yerlere götürme heyecanını ve cihat etme arzusunu kaybetmeye başlamışlardır. Yaşanan bu toplumsal gevşemeden çıkış yolu olarak kimileri Kur’an ve sünnete dönülmesi gerektiğini ifade ederken kimileri de toplumdan uzaklaşarak kişinin kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkması gerektiğini ifade etmişlerdir.