21. Ulusal Bölge Bilimi ve Planlama Kongresi, Ankara, Türkiye, 26 - 28 Mayıs 2022, ss.19
İktisadi açıdan düşünüldüğünde güven ya da güvensizlik iktisadi düzeni bozan önemli bir tehdit unsuru
olarak algılanmaktadır. Ekonominin işleyişinde en önemli unsurlardan biri olan güven hususu, iki
şekilde işlemektedir. Bunlardan ilki, toplumun kurumlara ve organizasyonlara güvenmesi; ikincisi ise
toplumun kendi içinde güven inşa etmesidir. İlki daha çok formel kurumlara olan güvene işaret ederken;
ikincisi enformel kurumlar aracılığıyla yaratılan güvene işaret etmektedir. Hem toplumun kurumlara
güveni hem de toplumun kendi içinde yarattığı güven, kalkınma çalışmalarında son zamanlarda sıklıkla
işlenen bir konu haline gelmiştir. Bu çerçevede hem formel hem de enformel kurumların güçlü olduğu
bölgelerin ya da ülkelerin kalkınmış ekonomiler olduğuna yönelik hatırı sayılır bir literatür oluşmuş
durumdadır. Öyle ki Acemoğlu’nun ‘dar koridor’ şeklindeki kavramsallaştırmasında formel ve enformel
kurumların birlikteliğine vurgu yapılarak her ikisinin dozunun iyi ayarlanması gerektiğine işaret
edilmektedir. Buradan hareketle bu araştırma, finansmana erişim konusunda formel ve enformel
kurumların kullanılma düzeyi ile ülkelerin gelişmişlik durumu arasındaki ilişkiye odaklanmaktadır. Bu
çerçevede bireylerin finansmana erişim aracı olarak kullandıkları mekanizmalara ilişkin Dünya
Bankası’ndan elde edilen ülke ölçeğindeki veriler kullanılmıştır. Bireylerin finansmana erişim
mekanizmaları formel ve enformel kurumlar olarak sınıflandırılmıştır. Finansal kurumlardan borç alma
formel kurum olarak tanımlanmış iken; aile, akraba ve tasarruf kulüplerinden borç alma ise enformel
kurum olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla bireylerin finansal kurumlar üzerinden finansmana erişimi
toplumun formel kurumlara formel kurumların da topluma olan güvenine işaret ederken; aile, akraba ve
tasarruf kulüplerinden borç alması ise enformel kurumlar üzerinden yaratılan güven ortamına işaret
etmektedir. Buradan hareketle çalışmanın üç amacı bulunmaktadır. Birincisi finansmana erişim
mekanizması ile ülkelerin gelişmişlik durumu arasındaki ilişkiyi anlamak, ikincisi ise söz konusu formel
ve enformel mekanizmaları kullanmanın ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre anlamlı bir farklılaşma
gösterip göstermediğini ortaya koymak, sonuncusu ise söz konusu finansman kurumlarına erişimin
cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığını ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle ilişkilendirerek anlamaya
çalışmaktır. Bahsedilen veriler üzerinden ülkelerin kişi başına gelir düzeyi ile formel ve enformel
kurumları kullanma oranı arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için korelasyon analizi yapılmıştır.
Ülkelerin gelir sınıflaması ile söz konusu mekanizmaları kullanma oranlarının anlamlı bir farklılaşma
gösterip göstermediğini ortaya koymak için ise ANOVA testi yapılmıştır. Araştırmanın korelasyon
analizine dayalı ön bulguları, ülkelerin kişi başına gelir düzeyi arttıkça formel kurumları, gelir düzeyi
düştükçe ise enformel kurumları finansman kaynağı olarak kullanma oranının artığını göstermektedir.
ANOVA testi sonuçları ise formel ve enformel kurumları kullanma oranı ile ülkelerin gelişmişlik
durumu arasında anlamlı bir farklılaşma olduğunu ortaya koymaktadır. Formel kurumların gelişmiş
ekonomilerde daha fazla kullanılıyor olduğuna dair bulgularımız, formel kurumları kullanmanın ve söz
konusu kurumlara güvenin enformel kurumlara olan güvenden daha önemli olduğunu göstermektedir.