KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASINDA MİNİ MÜZECİLİK VE AİLE TİPİ MÜZECİLİĞİN ÖNEMİ


Creative Commons License

Çetin M.

TİDSAD (Türk & İslam Dünyası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of Turk & Islam World Social Studies), vol.8, no.30, pp.1-12, 2021 (Peer-Reviewed Journal)

Abstract

Müzeler; toplum için sürekli, kalıcı, kâr amacı gütmeyen önemli bir kültürel değer ifade etmektedir. Müzeler; toplama, belgeleme(arşivleme), koruma(bakım-onarım) sergileme ve eğitimden oluşan işlevleri yapmaktadır. Modern dünyada, müzecilik anlayışı farklı noktalara taşınan bir değişim göstererek, sergileme anlayışından kurtulmuş tarihi yaşatma anlayışına yönelmiştir. Müzeler, birçok ülkede yüzyılı aşkın bir süredir eğitim amacıyla yaygın eğitim kurumları olarak tanımlanmaktadır. Yaşayan müzeler; halk bilimi müzeleri olarak öncü çalışmaların gerçekleştirildiği ve uygulamaların yapıldığı merkezlerdir. Geçmiş ile gelecek arasında kültürel bir köprü oluşturan eşya veya ürünler bireylerin tarihi dokulara ait bilinçlerinin gelişimini sağlamaktadır. En basit anlatımla aile müzesi veya bireysel müzecilik evlerin bodrumlarında veya sandık içlerinde saklanan aileye ait ata yadigârı eski eşyaların sergilenmesidir ve halk bilimi müzeciliğinin de temelini oluşturmaktadır. Aileye ait eski ürünler ailenin geçmişi hakkında bilgi verdiğinden ve aile kültür değerlerini koruduğundan bir mini yaşayan müze olarak ta tanımlanabilir. Çalışmada; bireylerin kendi ailesinin geçmişine ait değerlerin bir araya gelmesi ile oluşan mini müzeciliğin tarihi ve kültürel değerler olarak taşıdığı özellikler anlatılmıştır. Türkiye’deki birey merkezli kültürel girişimlerin dönüşümüne katkısı, aile geçmişine ait ürünlerden mini müze oluşturma, sergileme, yorumlama ve koleksiyonun bilgisini aktarma anlamında aile müzeciliğine katkısı için yapılması gereken çalışmalar açıklanmış ve önerilerde bulunulmuştur.