Çocuk ve Gelişim Dergisi, cilt.7, sa.13, ss.63-69, 2024 (Hakemli Dergi)
Kaygı; çoğu zaman birlikte kullanıldığı korku kavramından farklı olarak var olmayan, somut bir tehlike göstermeyen durumlara karşı kişinin yaşadığı
tedirginliği ifade eder. İnsanlar günlük hayatta birçok duruma karşı kaygı duyabilirler Kaygı, bir dereceye kadar doğal ve sağlıklı bir duygudur.
Kişinin belli durumlarda dozunda yaşadığı endişe ve heyecan onu tetikte tutması ve bulunduğu duruma odaklanması açısından yararlıdır. Fakat
kaygının yükseldiği ve kontrol edilemez boyutlara ulaştığı zamanlar kişilerin psikolojik sağlamlığını etkiler. Bu da istenmey en durumlara hatta
psikolojik ve somatik rahatsızlıklara yol açabilir. Günlük hayatta birçok durumda kaygı yaşanması mümkündür. Bunlardan biri de ‘başarı ve
performans kaygısıdır. İş hayatında kendini gösteren başarı kaygısının temelleri okul döneminde atılır. Ders ve sınav başarısı öğrenciler üzerinde
kaygı yaratan durumların başında gelmektedir. Ülkemizde ve dünyada en çok kaygı duyulan derslerin başında ise matematik gelmektedir. Bu
çalışmanın amacı matematik kaygısının nedenlerini, etkilerini, sonuçlarını ve bu kaygının ortadan kaldırılması için üretilen çözüm önerilerini literatür
taraması yaparak kavramsal yapı içerisinde incelemektir. Bu çalışmada matematik kaygısının tanımı, nedenleri, öğrenciler üzerindeki etkileri ve
çözüm önerileri paylaşılmaktadır. Literatür çalışmaları incelendiğinde matematik kaygısının nedenleri; öğrencinin kişisel özellikleri, okul ve öğretmen
faktörü, ebeveyn ve çevre tutumları ve matematik dersinin yapısı olarak belirlenmektedir. Matematik kaygısının öğrencilerin okul ve meslek
hayatlarında olumsuz sonuçlara neden olduğu görülmektedir. Bu kaygının önlenebilmesi için farklı eğitim programlarının kullanıldığı araştırmalar
mevcuttur. Bu araştırmalar yenilikçi eğitim programlarının matematik başarısı ve dolaylı olarak matematik kaygısı üzerinde olumlu etkileri olduğunu
göstermektedir. Fakat bu eğitim programlarının matematik kaygısı üzerinde ne kadar etkili olduğunu doğrudan inceleyen araştırmalara pek
rastlanmamıştır. Bu ilişkinin inceleneceği araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Matematik kaygısını önlemek için toplumun matematiğe bakış açısını
değiştirmek gerekmektedir. Bu hususta eğitimcilere ve program yapıcılara büyük iş düşmektedir. Matematiğin hayatın doğal işleyişi içerisinde var
olan bir bilim olduğu fark edilmeli ve eğitim programları buna göre hazırlanmalıdır.