EÜHFD, cilt.XX, ss.125-148, 2016 (Hakemli Dergi)
Giriş
1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile aile hukuku alanında köklü reformlar yapılarak, yeni hukuki müesseselere yer verilmiştir. İnceleme konumuz olan edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin paylı mülkiyetine tâbi malların durumuna ilişkin hükümler de Türk Medeni Kanunu ile kabul edilen yeni hukuki müesseselerden biridir.
Evlilik birliğinde eşlerin ortak kazançlarıyla elde ettikleri belirli mallar bakımından paylı mülkiyet ilişkisinin doğması son derece doğaldır. Kanun koyucu, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların onların paylı mülkiyetine tâbi olacağını düzenleyerek söz konusu mallar bakımından paylı mülkiyet karinesi getirmiştir (TMK.m.222/f.2). Eşlerin paylı mülkiyetine tâbi bu mallar üzerinde diğer eşin rızası olmaksızın tasarruflarda bulunulması aile huzurunu bozabilir. Aynı şekilde, eşler arasında mevcut olan paylı mülkiyet ilişkisinin mal rejiminin, özellikle de evlilik birliğinin sona ermesi hallerinde bir takım sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bu olumsuzlukları öngören kanun koyucu, eşlerin paylı mülkiyetine tâbi mallar bakımından bir takım düzenlemeler getirmiştir. Bu düzenlemelerden TMK.m.223/f.2, eşlerin paylı mülkiyetine tâbi mallar üzerinde tasarrufta bulunulabilmesi için diğer eşin rızasının aranmasını öngörmektedir. TMK.m.226/f.2 ise, tasfiye sırasında bazı şartlarla eşlere paylı mülkiyete tâbi mallara ilişkin yasal alım hakkı tanımaktadır.
Bu bakımdan çalışmamızda eşlerin paylı mülkiyetine tâbi malların hukuki durumu, rejimin devamı ve rejimin tasfiyesi ayrımı dikkate alınarak ele alınmıştır.