ÂŞIK DAVUT SULARÎ’NİN ŞİİRLERİNDE GEÇEN ESKİ TÜRKÇE SÖZCÜKLER


Creative Commons License

Üstün M. C.

Kureyşan Ocağı ve Âşık Davut Sularî Sempozyumu, Erzincan, Türkiye, 30 - 31 Ekim 2025, ss.1-12, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Erzincan
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-12
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Türk dili zengin bir sözlü ve yazılı geçmişe sahiptir. Türkler ilk yazılı belgelerini Eski 

1

Türkçe döneminde vermiştir. Türk dili 7. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar farklı alfabeler

kullanılmasına rağmen tek yazı dili halinde yaşamıştır. Bulundukları coğrafyada bazı savaşlara

ve birtakım siyasî-sosyal olaylara maruz kalan ve göç ederek birbirinden uzaklaşan Türk boyları

gittikleri bölgelerde kendi ağız özelliklerine dayalı yazı dilleri oluşturmaya başladılar. Böylece

Türk dili Kuzeyde Kıpçak Türkçesi, Doğuda Çağatay Türkçesi ve Batıda Oğuz Türkçesi olmak

üzere üç farklı yazı diline ayrılmıştır.  

Oğuz Türkçesi 13. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar Eski Anadolu Türkçesi; 15. yüzyıl ile

20. yüzyıl arası Osmanlı Türkçesi olarak adlandırılmaktadır. Her ne kadar kaynağını Batı

Türkçesinden alsa da Oğuz Türkçesinin Eski Türkçe döneminde varlığını sürdürmesi,

Anadolu’ya Oğuzların dışında gelen farklı Türk boylarına mensup yazıcıların bulunması Oğuz

Türkçesi içerisinde Eski Türkçenin bazı niteliklerini sürdürmesine sebep olmuştur. 

Biz bu çalışmamızda asıl adı Davut Ağbaba olan Âşık Davut Sularî’nin şiirlerindeki

Eski Türkçe söcükleri tespit etmeye çalıştık. Bunu yaparken 27 (yirmi yedi) sözcük tarafımızca

tespit edilmiş olup bunlar içerisinden 1 (bir) tanesi Eski Türkçedeki kullanım ya da

muadilleriyle mukayeseli olarak incelenmiş ve dikkatlere sunulmuştur. 

The Turkish language has a rich oral and written history. Turks produced their first 

written documents in the Old Turkish period. Although different alphabets are used the

Turkish language existed as a single written language from the 7th century to the 13th century.

Turkish tribes that were exposed to some wars and some political-social events in the

geography they were located in and were separated from each other due to migration began to

create written languages based on their own dialect characteristics in the regions they went to.

Thus, the Turkish language was divided into three different written languages: Kipchak

Turkish in the North, Chagatai Turkish in the East and Oghuz Turkish in the West.  

Oghuz Turkish was called Old Anatolian Turkish from the 13th century to the 15th

century; and Ottoman Turkish from the 15th century to the 20th century. Although its source

is Western Turkish, the fact that Oghuz Turkish continued its existence in the Old Turkish

period and that there were scribes from different Turkish tribes other than the Oghuz who

came to Anatolia enabled Oghuz Turkish to maintain some of the characteristics of Old

Turkish. 

In this study, we tried to identify the Old Turkish words in the poems of Minstrel

Davut Sularî, whose real name is Davut Ağbaba. While doing this, 27 (twenty-seven) words were identified by us and 1 (one) of them were examined with their usage or equivalents in Old Turkish comparatively and presented for attention.