Yalçıner H. (Yürütücü), Kumbasaroğlu A.
TÜBİTAK Projesi, 2016 - 2020
Beton ve donatı arasındaki ilişkiyi ifade eden en önemli kavram,
aderans ve buna bağlı olarak da donatı sıyrılmasıdır. Bu ilişki, paslanmadan
dolayı daha büyük bir önem kazanmaktadır. Mevcut literatürde korozyon oranına
bağlı olarak betonarme kolon donatılarındaki aderans-sıyrılma değerlerinin
tahmin edilebilmesine yönelik ampirik bir model bulunmamaktadır. Dolayısıyla
paslanmaya maruz kalmış betonarme yapıların değerlendirilmesinde sadece donatı
alanındaki azalma dikkate alınarak gerçeği tam olarak yansıtmayan bir yaklaşım
kullanılmaktadır. Yapılan deneysel çalışmalarda, donatı sıyrılmasının
paslanmamış betonarme kolonlarda dahi toplam ötelenmedeki (yanal yer
değiştirme) katkısının %24 ile %40 arasında olduğu belirtilmişken, bu oranın
paslanmaya maruz kalmış betonarme kolonlarda çok daha yüksek değerlere çıkması
ve yapı performansını büyük oranda etkilemesi kaçınılmazdır.
Yapılan bu çalışmada, öncelikle hızlandırılmış paslandırma yöntemi kullanılarak tam ölçekli betonarme kolon donatıları
paslandırılmıştır. Çalışma kapsamında donatıların paslandırılması kontrollü
olarak gerçekleştirilerek ve farklı oranlardaki korozyonun etkileri deneysel
olarak değerlendirilmiştir. Paslanmanın belli bir orana kadar aderans kuvvetini
artırması ve belirli bir orandan sonra da aderansı düşürmesi sebebiyle
kontrollü paslandırma bu çalışmada önemli bir yere sahiptir. Paslanma, düşük ve
yüksek beton basınç mukavemetlerinde de farklı yapısal davranışlara yol
açmaktadır. Bu etkiyi göz önünde bulundurmak için üç farklı beton basınç
mukavemeti alt ve üst sınır olarak deneysel çalışmada kullanılmıştır. Betonarme
kolonları öncelikle üç farklı beton sınıfı için üç ana gruba (C8, C20 ve C30
olarak); ardından her bir ana grup da kendi içerisinde teorik paslanma oranları
için %2,
%4, %6 ve %10 olmak üzere dört alt gruba ayrılmıştır.
Yanal yükleme deneyi esnasında uygulanacak eksenel yük için de betonarme
kolonların taşıma kapasitelerine göre %20 ve %40 olmak üzere iki sınıf
belirlenmiştir. Bu üç parametre çaprazlama olarak ele alınarak toplamda 30 adet
betonarme kolonu deneye tabi tutulmuştur.
Paslandırılan betonarme kolonları için tersinir ve tekrarlanır bir
yük programı uygulanarak; korozyona maruz kalmış betonarme kolonlarının
yük-yerdeğiştirme, moment-eğrilik, donatı aderans-sıyrılma değerleri deneysel
olarak elde edilmiştir. Elde edilen deneysel sonuçlardan faydalanılarak farklı
paslanma oranlarına ve farklı beton mukavemetlerine bağlı olacak şekilde,
donatı sıyrılmasını tahmin etmeye yönelik deneye dayalı (ampirik) bir model geliştirilmiştir. Daha önce literatürde olmayan bu çalışmanın
gerçekleştirilmesine bağlı olarak paslanmaya maruz kalmış betonarme yapıların
sismik performans seviyelerinin değerlendirilmesinde yeni bir pencere açılacağı
kanıtı oluşmuştur.
Ayrıca gerçekleştirilen bu deneysel
çalışma kapsamında, paslanmış betonarme kolonlarının korozyon oranına bağlı
olarak, akma kuvvet dayanımı, nihai kuvvet dayanımı, süneklik oranları, enerji
yutma kapasiteleri, rijitlikleri ve hasar indekslerini tahmin etmeye yönelik
ampirik modeller geliştirilmiştir. Tüm bu modellerin yanı sıra; tahribatsız
değerlendirme yöntemlerinde kullanılmak üzere, korozyondan dolayı oluşan
birincil korozyon çatlak genişliklerine bağlı olarak betonarme donatılarındaki
korozyon oranını, enerji yutma kapasitelerini ve çatlak genişliğine bağlı
olarak korozyona maruz kalmış betonarme kolonlarının sismik performans
seviyelerini tahmin etmeye yönelik yeni bir model geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Betonarme kolonları, korozyon, aderans gerilmesi, donatı sıyrılması,
sismik performans.